Yaklaşık bir aya yakın süredir İstanbul’dayım.
Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu arasında geçen seçim yarışını yakından takip ettim.
Her iki adayın İstanbul’un ilçelerinde yaptığı mitinglerin birçoğunu izledim.
Açıkça bir şey söylemek gerekirse, Ekrem İmamoğlu’nun mitingleri daha görkemli geçti.
Mitinglerdeki kalabalık, coşku, heyecan 23 Haziran seçiminin sonucunu daha sandık başına gidilmeden ortaya koymaya yetti.
Cumhur ve Millet ittifakı adaylarına destek için Samsun’dan da milletvekilleri, il başkanları, belediye başkanlar parti yöneticileri, avukatlar, kadınların ağırlıkta olduğu gönüllü yurttaşlar İstanbul’a giderek çalışma yaptılar.
Karadeniz ağırlıklı hemşehri dernekleri tek tek ziyaret edildi.
Herkes desteklediği adayın seçilmesi için çalışma yaptı.
Sonuç olarak “Her şey çok daha güzel olacak” sloganı ile yola çıkan Ekrem İmamoğlu seçimin kazananı oldu.
Ben yenilenen İstanbul seçimin iki turlu bir futbol maçına benzettim.
31 Mart’ta yapılan ilk maçı Ekrem İmamoğlu rakibi Binali Yıldırım karşısında 20 bin oy farkı ile yendi.
23 Haziran’da yapılan rövanş maçının da galibi Ekrem İmamoğlu oldu.
Oy farkı 800 bini buldu.
Her iki maçı da kazanan Ekrem İmamoğlu, şimdi elinden alınan “Mazbata”sının geri verileceği günü beklemeye başladı.
Sandıklar açılmaya başladıktan kısa zaman sonra yurttaşlar sokağa döküldü. İstanbul caddelerinde araçlar trafik kaplumbağa hızı ile yola devam edebildi. Türküler, marşlar söylendi. 31 Mart’ta gelen “bahar” 23 Haziran’da yerini “yaz”a bıraktı.
Kutlamalar sabahın erken saatlerine kadar devam etti.
Ben burada şunu da ifade etmekten geçemeyeceğim.
1977 yılında yapılan seçimlerde halkın umudu olarak ortaya çıkan Bülent Ecevit’in Karadeniz Bölgesi’ndeki mitinglerini de izlemiş biri olarak şunu gözlemledim.
Nasıl 1977’de Türkiye’de Ecevit rüzgarı estiyse, 2019’da da hem İstanbul’da hem de Türkiye’de Ekrem İmamoğlu rüzgarı esti.
Yeni bir “lider” ortaya çıktı.
Ekrem İmamoğlu’nun dediği gibi:
“Herşey çok güzel oldu ve çok daha güzel olacak.